5 Ağustos 2008 Salı

ÖZGÜRLÜK

Özgürüm, özgürsün, özgürüz... Düşünüldüğünde herkesin kendine göre özgürlük alanları vardır ama bu özgürlükleri kısıtlayan istekle sınırlı sorumluluklardır. Mesela özgürlük dendiğinde ilk akla gelen hapishanedir belki... Ancak hapis yatan şair ve yazarların ürünlerine baktığınızda en güzel meyveleri oradaki özgür düşünceleriyle vermişlerdir. İnsanları bedenen ve davranış anlamında kısıtlayabilir, özgürlüklerini elinden alabilirsiniz ama düşünmelerine asla hükmedemez, zincir vuramazsınız... Çocuklukla başlayan engellemeler ve özgürlüğe vurulan ketler, gençlikte hem artar, hem azalır. Tabii bunlar genelde düşünce bazında değil davranış anlamındadır. Bir anlamda bu davranışsal engellemeler, özgürlük alanında gelişecek düşüncelerin de önünü kesebilir. Ancak olgunluk döneminde hele hele gerçek hayata atıldığında insan tamamiyle kendi kanatlarını çırpar... Kimisi yüksek uçar, kimisi istikrarlı açılır, kimisi ise yerinde sayar... Bunlar muhtemel olanları. Sonuçlarına bakıldığında bir anda havalanıp yere çakılmak da vardır, istikrarlı gidip daha fazla yol almakta. Ama sonuç olarak özgürlük her anlamda bizim elimizdedir. Kafadaki özgürlüğün bedene geçişinde kısa devreler yaşanabilir, bazan sigortamız atabilir ve bunun neticesinde önemli dersler alabiliriz... Olumlu yönden bakıldığında ise belli bir süre kafeste tutulmuş bir güvercinin özgürlüğe bırakıldığında bile gelip sizi bulması onun özgür olmadığı anlamına gelmez. Alışkanlıkların ve haliyle özgür düşüncesinin sonucudur.
Tek kişilik bir hayatta özgürlük kavramı, (bunun adı sorumsuzluk değildir) daha gelişmiş görülür ve her anlamda sınırsızlaşabilir... Ancak iki kişilik yaşamlarda bir anlamda özgür düşüncedeki bencillik yerini çift kişiliğe çevirir... Bir diğerini düşünme o an için bizim özgür irademize imalı selamlar verebilir, vermeli de... Sonuç olarak içinizdeki çocuk gibi beyninizde var olan ÖZGÜR ile en son ne zaman görüştürüz... Selam verin AYIP olmasın :)))
SONUÇ: Aslında özgürlüğü yazdım ama sizin özgür düşünmenizi biraz olsun engelledim. Çünkü size yanlış gelen kendi doğrularımı (bence) ifade ettim. İSTEDİĞİNİ DÜŞÜNEBİLİRSİN, ÖZGÜRSÜN... Ayrıca eleştirmek de güzel bir özgürlük. İşte özgürlük bu.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

"Tek kişilik bir hayatta özgürlük kavramı, (bunun adı sorumsuzluk değildir) daha gelişmiş görülür ve her anlamda sınırsızlaşabilir... Ancak iki kişilik yaşamlarda bir anlamda özgür düşüncedeki bencillik yerini çift kişiliğe çevirir... Bir diğerini düşünme o an için bizim özgür irademize imalı selamlar verebilir, vermeli de"
Son paragrafta sanırım evlilik ilişkisinden bahsetmişsin. Bence bu paragraftan özgürlükle ilgili şöyle bi sonuç çıkıyor 'özgürlük dilediğini yapabilmektir.' Peki özgürlük bu mudur? Bence özgürlük ellerin kelepçeden kurtulması değilse, dilediğini yapabilmek de değildir. Nedir peki? Bence özgürlük:
Başkalarının hak ve hukukuna tecavüz etmemek şartıyla; düşündüğünü konuşabilmek, hayata geçirebilmek ve bunlarla yargılanmamaktır. Evlilikte de diğer ikili ilişkilerde de (arkadaş, iş, vs) hak ve hukukuna tecavüz etmemek zorunda olduğumuz biri var karşımızda bence.Bunların dışına çıktığımızda, bunun adı sorumsuzluk olur Özgürlük değil... diye düşünüyorum :))

Adsız dedi ki...

Bende bu yoruma katiliyorum. Muhtesem bir yorum, Kutlarim....

Adsız dedi ki...

tutsaklığın olmadığı yerde özgürlük de yoktur, önce tutsak olalım sonra özgürlüğün keyfini çıkarırız :)))