29 Mayıs 2008 Perşembe

AŞK ACISINI AŞK DİNDİRİR

Aşk örneklendirmesi kolay ama anlatımı zor bir duygudur. Herkesin karşılıklı olmasa bile platonik aşkı olmuştur elbette. Aşkın gözü körmüş... Evet duygu dilencisi yapar insanı... Aşkta mantık olmaz derler... Doğrudur 'duygulara' pranga vuramazsın ama davranışlarını dizginleyebilir (30 yaş üstü için geçerli :)))) mantıklı hale dönüştürebilirsin... Aşkından sürünebilirsin... Evet sürünmelisin... Sürünmüyorsan sorun var demektir... Herkesi sevebilirsin ama herkese aşık olamazsın... Aşk hem mutlu eden hem de içini acıtan bir duygudur... Yanındayken bile özlemektir... Aşkı Allah'a (bu varsa mekan bellidir cennet), doğaya, insanlara vb. şeylere duyabilirsin... Ancak tek birinde acı çekersin... İnsan aşkı... Değişkendir, en küçük şeylerden etkilenebilir ve karşı bir tepki, kendi düşüncelerine göre programlanmış eylemler ister... Bir beklenti vardır. Tersi durumlarda duygu sistemi eror verir, insanı bitirir... En yakın çevrenizde görürsünüz AŞK dilencilerini veya AŞKzedeleri... Ağlarlar, sızlarlar... Duygularını anlarsınız, hak verirsiniz ama birşey yapamazsınız. Çünkü AŞK'ın çözümü yine kendi içindeki başka bir AŞK'ta gizlidir. AŞK ayrılıklarının en büyük zehri, anıları canlandırıp ölen bir ilişkiye hayat vermeye çalışmak filizlere su dökmektir. Oysa yeni bir bahçeye doğru yol almanın çoktan zamanı gelmiştir. Bu sadece arayış anlamında değil aşk ölümünü kabullenip bitkisel hayata girmektense gerçeklerle yüzleşmek gerekir. Ve gerçek AŞK'ı iki kişilik bir hayata dönüştüremeyip meyvelerini de alamayanlar için yeni bir AŞK'a hayır denmemelidir... İlk görüşte AŞK'la bütünleşip evlenenlere ise mutluluklar dilenmelidir. Ayrıca insanların AŞK'larıyla da asla ve asla dalga geçilmemelidir (Aşk bu ot misali :) Duygusuz insan da insan değildir...

4 yorum:

bedir tümkaya dedi ki...

hem gidebilmek hem de kalabilmektir aşk,sevmektir,seveni sevdiğinden daha fazla...ölmekten değil yaşamaktan söz etmektir sürekli,bir gece yarısı ansızın çalan kapıya koşmaktır korkuyla değil,binbir umutla...yol almaktır damarlar içerisinde kalbe...bir selam vermektir şehrini temiz tutan o güzel yürekli çöpçülere,sürünmekten çok başını dik tutmaktır kaybetsen bile...can dostuma sevgilerle...

Adsız dedi ki...

anladım ben onu:))))))

Adsız dedi ki...

Bak kardeşim kendine özgü şeyler çıkıyor ortaya. Duygu çağlayanından dökülen zerrecikler elbette yanan ruhları serinletecektir. Sen akıp giderken farkında olmasan da...

Yasemin Yıldırım dedi ki...

Evet belki öyledir. Aşk acısını aşk dindirir. Ancak Nazım Hikmet'in Tahir'le Zühre şiirindeki gibi olmalı aşk... Karşılıksız. Eğer seviyorsan seviyorsundur. Dindirmeye ne gerek var :)
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...