13 Ocak 2012 Cuma

DOKTOR TAVSİYESİ

Birikti yine yazayım rahatlayayım biraz... Geçtiğimiz günlerde Mecidiyeköy-Taksim seferini yapan halk otobüsündeyim... Yurdum insanları yine mutsuz yine somurtkan ve düşünceli bir halde... Hafif ayağına çarpsan "PARDON"UN bile pek hükmü olmayacak vaziyette... Kısa mesafede uzun bir mesaj iletildi... Yallah şoför yallah ne beklisen değil ama niye durakta durmayıp bir başka otobüsü sollama eğilimiyle ileride durdun hesabı... Yaşlı bir amca çıldırdı... Arka VIP bölümündeyim ve ayaktayım haliyle :))) Arka kapı açıldı amcanın da cesareti arttı... İnerken bir sinirle bağırma ve arkasından hafif volümü düşerekten SALAK, GERİZEKALI sözcükleri geldi... Ve devamında 1 km ileride duruyorsun sözü... Amca HAKLIYDI. Amcaya hak verdim ancak bir anda aklıma da doktor geldi... AMCA yaşlı. Doktora gitse sağlığı açısından direkt söyleyeceği ilk maddelerden birisi günde bilmem kaç kilometre yürümelisin...

Yine yol bağlamında aklıma gelen bir mevzu daha... İstanbul'da bazı ışıklarda yola sofra kurup yemek yesen arkadaki kornaya basmaz. Evet bazı kavşaklarda uzun ince bir yoldayım edası vardır. Ancak o kadar sabırsız bir milletiz ki ışıklara tahammülümüz yoktur. Eğer kamera yoksa yol da boşsa sarı-kırmızı demez geçeriz... O saniyeler bizim için çekilmez ve tükenmez zaman dilimleridir. Oysa şöyle bir düşündüğünüzde bazı zamanlar vardır ki ne yapacağınızı şaşırır sıkıntıdan patlarsınız... ZAMAN IŞIĞI DA BU OLSA GEREK...

Hiç yorum yok: