27 Temmuz 2013 Cumartesi

SARI BASIN (İSYAN) KARTI


İşe gidiyorum... Dolmuştan Üsküdar'da indim deniz motoru için iskeleye girdim. Sürgülü kapıyı açtım ilk defa gördüğüm -sanırım yeni başlamış- görevli yaşlı amcaya sarı basın kartımı çıkarıp gösterdim... Sarı basın kartı sahiplerine şehir içi ulaşım yasal hak olarak bedavadır... Yaşlı amca kartı yenilemem gerektiğini bu konuda kendilerine uyarılar geldiğini hatırlattı. Mesajı aldım, haklı olduğu için tamam anlamında kafamı salladım. Bebişim de yanımda tabii bu arada. O turnikeden geçtikten sonra yanıma geldi. Ayrıca hemen yan tarafımızda da orta yaşlı bir ağabey var... Görevli ve yaşlı amcanın her gün dolmuşa bindiği o kadar belli ki o kadar DOLMUŞ yani... Sarı basın kartı konusunda bir açıldı pir açıldı...
Amca kafadan "Size bedava garibana paralı... Kadın 70 yaşına gelmiş sarı basın kartı gösteriyor. Bana niye bedava değil" tarzı bir serzeniş çıktı.
Ben sakin sakin dinliyorum acaba nereye varacak eleştirisinin altı dolu mu boş mu onu merak ediyorum... Ancak görüyorum ki amca yaşını başını almış ama gazetecinin ne olduğunu hala anlamamış. Bugünkü gençlik olsa diyeceğim hadi normaldir ama amca rahat 50 üstü. Yani en azından yandaş ve candaştan öncesini biliyor. Gerçekten gazetecilik yapıldığı onurla gururla şerefle bu mesleğin yapıldığı kamuoyu yararının ön planda tutulduğu dönemin şahitlerinden. Ancak sanırım o dönem yurtdışındaydı... Her neyse ben hala sabırla bekliyorum ki şunu desin...
- Kamuoyu yararı mı gözetiyorsunuz, hepiniz patronların veya iktidarın sesi olmuşsunuz. Bu kartı hak edecek kimse kaldı mı ki....
Ancak yok amca mesleğin öneminin, yapılan işin tanınan hak ve hukukun bilinci dışında sadece sonuçla ilgilenir olmuş. Yani o 70'lik diye tabir ettiği kalem, büyük oranda basın şeref kartı veya sürekli basın kartı sahibidir. Onu kendisiyle kıyaslayıp ben neden o hakka sahip değilim modunda...
Ben hala sakin sakin dinliyorum...
Çünkü böyle bir düşünce yapısına sert çıksanız veya cevap verseniz ne olur? Yani ne anlatabilirsiniz...
Sadece "Haklısın amca... Sen de hakkını ara başvur abi belki sana da verirler bu kartı. Çok kolay ya bunu almak" dedim konuyu kapattım.
Yandaki abi benden daha çok konuştu ve o da deniz motoru ulaşımındaki sistemden dert yanıp acısını oradan çıkarmaya çalıştı. Sonrasında da bana dönüp "Bunun canı dayak istiyor" diyerek kendince noktayı koydu.
Bebişimin sakin kalması da güzel ve şaşırtıcıydı...
Haaa! Bu arada yaklaşık 8 yıldır taşıyorum ve ilk defa sarı basın kartına böylesine bir tepki ile karşılaşıyorum... Ben o iskeleden her gün gidip geliyorum ve diğer bir çok görevliyle o kadar aşina olduk ki kartı göstermeden selamlaşıyoruz, birbirimize saygı ve sevgi yolluyoruz... Ve işin garip tarafı onların hepsi de genç görevliler... KOLAY GELSİN...












Hiç yorum yok: