12 Ekim 2008 Pazar

ÇİVİ

ELİNDE ÇEKİÇ OLAN KİŞİ HERŞEYİ ÇİVİ OLARAK GÖRÜR (Abraham Harold Maslow) Dostum Ahmet'in (http://www.ahmet-al.blogspot.com/) sitesinde okumuş ve çok dikkatimi çekmişti bu söz... Evet bu söz gerçek anlamıyla marangoz işi gibi ama aslında atasözlerinin veya özlü sözlerin hayata uyarlanmış biçiminin aynası olsa gerek. Hepimizin zaman zaman bir çekici ve çivisi var... Yerine göre bu işi sağlam yapıyoruz, çekici doğru yerde kullanıyoruz, yerine göre çiviyi yanlış tahtaya çakıyoruz, yerine göre de duvara tosluyoruz... Bir anlamda hayat böyle değil mi? Özellikle iş ortamlarında sık rastlanan bir durumdur... Birine yetki verilir, o yetkinin etkisiyle bir anda değişir (Görmemişin bir oğlu olmuş tutmuş şeyini koparmış) Şu ana kadar değişmeyenini pek görmedim ama duydum.... Değişmeyenler çarka ayak uyduramadığı için onuru ve gururu adına istifa etti... Kimse kariyer bazında dolu bir kartvizitle doğmuyor elbette... Kimisi zekasıyla, bilgisiyle sivriliyor, kimisi tırnaklarıyla kazıyarak tünele mahkum oluyor (metroseksüeller de var :))) kimisi ise paraşütle tepeden (amca dayının elden tutmasıyla) inip koltuğa kuruluyor, çekici elinde buluyor. Önünde ise rahatlıkla çakabileceği 10'luk 8'lik çiviler duruyor... Ama ilginçtir bu çiviyi kabul etmeyen yaş değil, kuru tahtalar da kendini koruyor, koruyamayanlar da yerinde sayıp çivileniyor...
Bazılarımız tahta, bazılarımız çekiç bazılarımız çivi ve bazılarımın çekici tutan ellere sahibiz... Ne gariptir ki bunlar bir bütün halinde manzarayı oluşturuyor. Tahta olmalı ki çivi kendini önemli hissetsin, çivi olmalı ki çekiş büyüklüğünü görsün... Hepsi zincirleme... Tabii burada biraz tahtaya sorgusuzca haksızlık etmiş oluyoruz ama çivi ve çekicin işlevini yerine getirmek için kullanıyoruz... Sadece tahta mı... Duvar da bizim için önemli. Çok garip aslında duvarın hikayesi... Dört duvarlar arasında kendimizi koruduğumuz sıcak ve huzurlu bir yaşam sürdüğümüz bir araç ama aynı zamanda da hedeflerimiz, isteklerimiz önünde duran bir set...
Konumuza geri dönersek verilen yetki veya edinilen mesleği (çekiç) ilk etapta (cahiliye dönemimizde) çok kullanırız. Yolda yürümemizi bile değiştirir hatta sürekli ondan bahsederiz, günlük olayları detayına kadar anlatırız. Kalıcı izler bırakan yanlış çivilemeler yapmış olabiliriz. Bir zamanlar bizim büyük olarak gördüğümüz o çivilemeler sıradanlaşır yerini yeni tahta ve beklentiler alır. Ama bu çekiş ve çivi dünyasının sonucunda espri unsuru olarak kabul edilen TAHTALIKÖY vardır... Evet orası çekiş ve çivinin hesabı ödeyeceği bir yerdir... Ayrıca insanın dünyaya gelişindeki eksikliği veya deliliği vurgulamak adına da TAHTASI EKSİK denir...
Allah herkese tahta, çekiç ve çivi ile birlikte bir de VİCDAN nasip eylesin...
"Çivileme" hayat denizine dalanlara da mutluluk versin :)))...

Hiç yorum yok: