29 Aralık 2008 Pazartesi

ISSIZ AdaM

Aslında film anlatmayı sevmiyorum, izlemeyi tavsiye ediyorum. İşte Issız Adam da onlardan birisi... Her ne kadar genel anlamda eleştirilecek konu çok olsa da genel anlamda çok güzel ve etkileyici bir duygusal yapıt. Tıpkı Babam ve Oğlum'da olduğu gibi. Yine Türk insanının duygusal yapısı fazlasıyla yakalanmış ama dozunda bırakılmış. Erkek genellemesi bazında çok basite indirgenmiş ve duygusuz ve sadece cinsellik ön planda tutulmuş. Belli bir amaç seçilmiş, ve "Hepiniz böylesiniz" düşüncesindeki acılı bayanlara fazlasıyla prim verilmiş. Bu kadar abartılmamalı ve bence biraz sonda yüklenen duygusallığın temeline veya psikopat olmasına neden olan sebeblere inilse daha güzel olabilirdi. Haaa burada tabii şunu da unutmamak gerek: Herşeyi ben verirsem siz (izleyici) düşünmezsiniz mantığı da olabilir. Saygı duyulmalı...
Fazla dozdaki Taksim'in insan hayatını nasıl sıradanlaştırdığı, duygusuz bir hayvani varlığa dönüştürdüğü çok güzel anlatılmış... Ancak bunu kırmak için Beyoğlu Denizi'ne bir de ADA empoze edilmiş. Bu ADA aslında herkesin demir atmak istediği ve ömürlük bir hayatın son bulacağı bir ADA. Eğlence okyanusunda boğulan birisinin sığınabileceği, tutunabileceği ve kulaç atmayı bırakabileceği çok güzel bir olanak. Bu olanağın farkına varılıyor ve dünyası haline getirdiği cinsel amacı uğruna mücadele veriliyor... Buna rağmen Ada'nın verdiği çok güzel bir mesajla kıymeti anlamış görünüyor ama MAVİ TELAŞ'ı önce MAVİ sonra da TELAŞSIZ görmek isteyen bir kişilik bir anda TELAŞ'ı tercih edip ADA'yı haklı çıkarıyor...
Ancak sonrasında koca bir okyanusta bulunması çok zor olan bu ADA'nın kıymeti maalesef en güzel mevsiminde bilinmiyor...
İşin garip yani para, pul sahibi olmanın değil duygulu bir insan olmanın önemi vurgulanıyor... Aileyle bağları kopmuş, bir tane arkadaşının telefon açmadığı veya bir arkadaşının bile olmadığının hissettirilmesi sanırım ISSIZ ADAM başlığını açmak adına yapılan bir yalnızlaştırma olsa gerek. O kadar derine inilirse herkesin kendi çapında bir yalnızlığı iç dünyası vardır...
Bir erkek olarak ALPler'den bir ER'i savunmak bana düşmez (savunmayı da istemem) ama o insanı bu duruma getiren nedenler de biraz irdelense sondaki gözyaşları boşa akmazdı sanırım...
Anlatmıcam dedim ama fazlasıyla abarttım. İzlemeyenlerden özür dilerim...
Sonunu da şöyle bağlayayım: HAYAT DENİZİNDE ALLAH HERKESE BİR ADA NASİP ETSİN... AMA KIYMET BİLENLERE...

Hiç yorum yok: