16 Aralık 2008 Salı

MİNİ GÜLDEN :)

Yaklaşık 15 gün önce Gülden cip aldı... Öncesinde de ehliyet. Ancak şoförlüğü konusunda yakın arkadaş çevresi olarak bizlerin endişeleri vardı. Öncesinde zırhlı bir kamyonla trafiğe girmesinin daha doğru olacağını düşünüyorduk ama o yollara hızlı bir giriş yaptı. Bundan kime ne? Evet tanımayanlar için kimene belki ama Gülden'le öyle bir anı yaşadık ki daha önce böyle böyle bir şey olacak deseler ilk yarı 1 ikinci yarı bir olur diye iddiaya girerdim sanırım :))) Neyse olaya gelelim. Gülden arabayı aldı ve sağolsun sürekli birşeyler yapalım gezelim havasında... Neyse bir gece Gülden telefonla aradı. Bu arada trafikte alan kaplamamak için cipi değil kardeşinin olan mini cooper'ı tercih ediyor şu anda. Eve dönmeden önce gece 12'yi geçmişti beni aradı. "Napıyorsun" diye... Evde olduğumu ve gelebileceğini söyledim... Neyse tarifle hatırladığı kadarıyla 5 dakikalık mesafeyi yarım saate yakın bir sürede gelebildi. Sanırım mini cooper'ın yanında yürüdü :))) Ben de eşofmanlarımla dışarıya çıktım... Neyse yanına bindim ama şaşkın ve biraz da trafik işkencesine maruz kalmış bir haldeydi. Park yeri arıyoruz benim evin yakınlarında... Döndük dolaştık ekonomik kriz varya (!), bir tane boş yer yok. Gülden de eve gitmek istiyor ama tek başına gitmekten çekiniyor. Bana "Sen yanımda olursan gidebiliriz" dedi. Bu cümlede Gülden açısından çok önemli bir mevzuu vardı. Kendi getirdiği arabasıyla eve dönmesi onun kendine olan güveninin artması ve trafikle ilgili üzerindeki olumsuz psikolojiyi atlatması anlamına geliyordu. İlk etapta yok filan dedim sonra kahve içmek istedik. Gecenin bir yarısı her yer kapalı. Sağa sola girdik ve E-5'e çıktık.
İstikamet Şişli'den Avcılar... Ara ara sağımızdan solumuzdan markajlara uğruyoruz... Neyse Gülden o kadar saygılı ki herkese yol veriyor :)). Kamyoncuların psikolojisini anlamak için biz de dedik sağdan gidelim. Sağ tarafı parselleye parselleye 40'ı geçmeden gidiyoruz ama bir yandan da mini cooper'a ayıp oluyor... Arabanın hakkını vermek anlamında... Neyse Gülden sigara üstüne sigara yakıyor, yavaş yavaş yol alıyoruz... Ben dikiz aynanın sesli modunda sağ serbest durumları :))) İnsanlar kornayla tepki veriyor ama bilmiyorlar ki bu yollara yeni düştü.... Bir yandan gülüyoruz bir yandan da açıkcası o da ben de kasılıyoruz ama bunu dışarıya vurmuyoruz... Tek rakibimiz olan yolları yeneceğiz ya... Avcılar'a yaklaşıyoruz ve Gülden sağdan sıkıldım en azından ortaya geçsek durumlarındayım. Ve Gülden orta şeritte... Km hızı 100'e yaklaşıyor, beni şaşırtıyor... İyi de gidiyor... Sağsalim Avcılar'dayız. Çaktırmadan ikimiz de derin bir "oh" çeker gibi... Sonra park problemimiz olduğu için bir cafe buluyoruz ve kahve içeceğiz. Kapıda kahya karşılıyor... Park etmesi için acemi olduğumuzu hissettirmeden anahtarı ona veriyoruz :))) Gülden mutlu, endişelerini kırmış vaziyette... Sonra evlerinin önüne geliyoruz park yeri arıyoruz... Normalde var ama biz yerimiz geniş olsun istiyoruz... Bir yer buluyoruz. Sağ yap sol yap yaklaşık 10 dakikalık prova sonrası arabayı park ediyoruz. Biraz daha hafif olsa kaldırıp koyacağız ama zor :)))
Evet Gülden ilk eve dönüşünü başarıyla gerçekleştiriyor... Bu arada saat 02.00 filan... Ben evime dönücem taksi arıyorum. Hakkını yemeyeyim eşofmanlı çıktığım için ve üzerime bir tek evin anahtarını aldığım için taksi parası Gülden'den... Neyse gecenin bir yarısı taksi arıyorum Avcılar'da... Bir süre yürüdükten sonra bir taksi buluyorum. Gündüz Şişli diyorum. Taksici şaşkın bir vaziyette. Tekrar soruyor "Neresi?" diye... Anlaşıyoruz ve üzerimde 40 YTL olduğunu ve fazla tutarsa veremeyeceğimi söylüyorum. "Ok" deniyor ama taksicideki yağlı müşteri sevincini ve bu saatte bu ne geziyor burada düşüncesini de mimiklerinden okuyabiliyorum...

SONUÇ: Şaka gibi...

1 yorum:

Yasemin Yıldırım dedi ki...

O mini cooper'la benim de bir anım var... Bunu okur da anlatmadan durur muyum tabii ki hayır. Bayramın 3. günü Gülden'le Avcılar'da buluştuk. Cooper'e "Bismillah" diyerek adımımı attım sonrası aynen ismo'nun da yazdığı gibi 40 km. hız. E-5'teyiz, yol boş ve biz 40'la gidiyoruz tabii doğal olarak dikkat çekiyoruz. Cooper'in camlar siyah. Dışarıdakiler arabanın içindekileri merak ediyor ama görmüyor. Görmeyince merakları daha da artıyor. Ford'un biri "Allah'ım mini cooper'i kimlere veriyon" der gibi gitti gitti ilerde durdu. Biz yanından geçerken dikkatti baktı. Solumuza geçti. Gülden sigara içmek için camı açtığında içeriyi görünce kesin içinden "Haaaa ne de olsa bayan şoför" diye geçirdi. Teybin sesini sonuna kadar açtı. Önce camı kapattık ve şu espriyi yaptık. "Öküzzzzzzzzzzzz. Almayalım anahtarını. Gazla" 40 km ile Avcılar'dan Beşiktaş'a 40 dakikada geldik sonrasında Boğaz'da süper eğlendik. Ben Gülden'de ışık gördüm. İyi bir şöfor olacak. İddia ediyorum ki 2 aya kalmaz burada trafik canavarı güllü o ne hızdı öyle, gaza da öyle basılmaz ki diye yazılar yazarız. Sıkı dur İstanbul'un yolları Gülden geçiyor.