22 Temmuz 2008 Salı

DENGE


Günlük hayatta ara sıra rastlarız... Birileri sürekli değişim içinde davranışlar sergilediğinde "Ne kadar dengesiz" şeklinde faturaya maruz kalırız... Oysa hangimiz dengeli ki... Herkesin kendi iç dünyasında ağır gelen bir tarafı, ilgi alanı veya abartıları vardır. Bunu olması kadar da doğal bir durum yoktur. Ancak yaşın ilerlemesiyle gençlik yıllarının abartıları, dengesizlikleri yerini bir anlamda olgunluğa ve beraberinde dengeye bırakır... Denge aslında hayat terazisinde MUTLULUĞUN adresidir... İnsan hayatında EVET'ler kadar HAYIR yanıtlarının da önemi vardır. İşte denge burada devreye girer. Sürekli EVET yanıtı alıp mutluluğa alışanlar için arada verilen ve verilmesi gereken HAYIR yanıtları hüzne dönüşür. Oysa ikisinin de doğallığını kabul etmek yaşamımızın bir dengesi olabilir... İpe bağlı bir hayat çizgimiz olduğunu düşünün. Burada cambazlar gibi görsel anlamda birilerine şov sunmak değil amacımız. Kendi kendimizi idare etmek kendi kendimizi izlemek. Dengenin bir diğer açılımında ÖZELEŞTİRİ'yi bulabiliriz. Kendisine özeleştiri yapan ve hatalarını mükemmeliyetçilikten uzak olarak görebilen insanlar kendi dengelerini sağlamış demektir. Yeri geldiğinde dış kaynaklı veya iç kaynaklı (baş dönmesi, istisnai hayati önem taşıyan gelişmeler) darbeler sonrasında ipten kayabiliriz ama bu tamamiyle düştüğümüz anlamına gelmez. Ayaklar kayar eller tutar... Eğer ikisi de olmuyorsa geçmiş olsun... Öbür tarafa yol almışsın demektir. Bazıları ipin üzerinde yürümeyi başarırken bazıları elleriyle geçmeyi tercih eder maceralı hayat çizgisini. Kimileri bunun farkında kimileri ise değildir... Hayatın bir terazi olduğunu, yokuşların inişlere, tepelerin yerin diplerine bizi götürdüğünü düşünürsek önemli olan arada kalabilmektir. Ne çok altta, ne çok üstte. Ayrıca alttakiler yükseleceğini, tepedekiler de düşeceğini bilmelidir. Hazırlıklı olmak bile bazı şeyleri dengelemektir... Evet ben geçmiş dönemlerimde çok dengesizlikler yaptım, hala da zaman zaman yapıyor olabilirim... Yapmalıyım da. Çünkü bu hayat çizgisindeki rotamı sağlama almama neden olacaktır. Sürekli monoton bir tarz da sıkıcı olur sanırım. Arada bir cambazlık yapıp adrenalin katmalı yaşama... SİZLER DE DENGESİZSİNİZ... Denge'de buluşmak üzere :))))

1 yorum:

Yasemin Yıldırım dedi ki...

Denge denilen şey oranı iyi tutturmaktır. Eğer denizin en dibine gidip sonra suyun üstüne fırlıyorsa insan bu dengesizliktir. Dengeyi bulmak için böyle olması gerek demek de yanlıştır. Denge bence suyun üstünde durabilmektir. Bu da basittir ve bunu başarmak için uçlara gidip gelmek gerekmez.Ha belki macera olsun diye kafa suyun içinde tutulabilir. Bir örnek daha tahtaravellide iki eşit kuvvet oturuyorsa güzeldir. Bir şişmanla bir zayıfın tahtaravelli eğlencesi keyif vermez. Dengeyi bulmak için en uçlarda olmak değil, normalin etrafında dolaşmaktır doğrusu. İnsanı da o mutlu eder. Diğeri derin yaralar açar. Belki sonunda denge sağlanır ama o sağlanana kadar geçen zaman insanı yormuştur bir kere.