29 Haziran 2008 Pazar

DÜZİÇİ'NE GİDİYORUM



Herkesin bir köyü (il, ilçe, köy) vardır. Köyü olmayanların da metropolden sıkılmış, betonların içinde kaybolmuş toprak kokusu almamışların da iç dünyalarında olmayan köye, doğaya özlem vardır. 20'li yaşlara kadar doğduğum, beni ben yapan değerlerin ve çevrenin içine Düziçi'ne gidiyorum her yıl olduğu gibi. Öncelik tabii ki aile... Babam, anam, ağabeylerin, ablalarım, yeğenlerim, eniştelerim, bazı değerli akrabalarım ve dostlarımın yanına... Koca bir çınarın bedenleri ve yaprakları yani... Adana sıcağında onların gölgeleri, varlığı serinletecek beni... Konuşmalarda, davranışlarda kendi kültürüme ne kadar yabancılaştığımı hatırlayacağım... Bir takım şeylerin uzağında kaldığını hissedeceğim her zamanki gibi... Sorgulayacağım, kendimi, hayatı, zamanı ortamı... Ama bu olumsuz bir sorgulama olmayacak, hayatın getirileri ve şartları olarak cevap bulacak... Anacığım sormak isteyecek ama soramayacak sorduracak birilerine "EVLENMİYOR MU?" diye... Ancak ben sorular gelmeden açacağım, üstüne gideceğim onlar için sorun görülen ama benim için sorun olmayan biraz kadere biraz beklentilere teslim edilmiş hayat arkadaşımı. Bilmediğim tanımadığım veya bildiğim tanıdığım ama adını koyamadığım arkadaşı... Tabii bu yaklaşık 15 günlük tatil sürecinde özel ve ailevi durumlar da oluşacak. Oluşmalı ve çözüm bulmalı bazı şeyler... Yiğenlerime sarılıcam, yaklaşık bir yıldır uzak kaldığım yiğenlerimin ne kadar değiştiğini, hala gözümde küçük olmalarına rağmen esprileri ve kullandığı sözlerle büyüdüklerini şaşkınlıkla izleyeceğim. Hasretle sarılacağım. Daha öncesinden yaptığım onların iyiliğini ama o andaki mutluluklarını düşünemerek engellediğim isteklerini yerine getireceğim. Zamanında bize yapılan doğru engellemeleri yaşayarak görmelerine tanıklık edeceğim... Sonuç olarak beni ben yapan, özümü oluşturan değerlerin içinde olacağım... Benim bu değerlerimi zamanla törpüleyen yeri geldiğinde insanlığı bile sorgulatan metropole bir süreliğine veda edeceğim. Her ne kadar özleyecek olsam bile... Hoşçakalın dostlar, kendinize, yüreğinize ve değerlerinize iyi bakın...

1 yorum:

Yasemin Yıldırım dedi ki...

Sen ne çok özlemişsin öyle evini ya. Bir an önce git bari :) İyi tatiller, umarım sorunları az, keyfi ve eğlencesi bol bir tatil geçirirsin. İyi yolculuklar... Yaşadıklarını blogtan okuruz artık.