14 Ocak 2014 Salı

DENİZLİ'DEN TERİM'E!

"Türk futbolunda en önemli teknik adamları sayınız?" diye bir soru sorsanız bir elin parmaklarını geçmez hatta bir eli tamamlamaz... Bu isimler de Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş'tir... Sonrasında yeni bir nesil gelmektedir ama önemli olan veri; SPORTİF BAŞARIDIR... Ne ilginçtir ki bu iki isim Fatih Terim ve Mustafa Denizli, "SÜPER" bir yarışa girmemiştir. İster buna kader ister tercih ve ister bilinçli hareket deyin ama sonuçta iki teknik adamı ligde tatlı ve sert bir rekabet halinde görmedik. Ve gelelim sıcak gelişmeye... Mustafa Denizli, Hürriyet Gazetesi'nden Ali Naci Küçük'e konuşmuş... İçerik sağlam... Fatih Terim'e de sağlam göndermeler var... Milli Takım'ın başına 3. kez geçen ve yenilikten reformdan, devrimden bahseden Fatih Hoca'ya Denizli'nin yanıtını özetlersek şöyle diyor: Fatih Terim Türk futbolunda devrim yapmaktan söz ediyor. Buna futbolumuzun ihtiyacı var mı? 

Türk futbolunun bir devrime ihtiyacı hocaya göre var ki, böyle bir şey söylüyor. Nerede devrim? Devrim böyle konuşma ile yapılan bir şey değil. Devrim bir değişimdir, devrim bir dönüşümdür. Yani, ortamdaki her şey memnun edici değildir. Mutlaka değişim, reform gerekir ama bunun kim tarafından yapılacağı önemlidir. “Türk futbolunun reforma ihtiyacı var” demek başka bir şey, “Türk futbolunun devrime ihtiyacı var” demek başka şey. Türk futbolunun reforma ihtiyacı olabilir ama bir devrime ihtiyacı yok. Türkiye’nin şu an böyle bir sorunu da yok. Hoca eğer devrimden bahsediyorsa, o devrim 80’lerin sonunda, 90’ların başında Türkiye’de gerçekleşmiştir. Yapılamazların, yapılabilmezlerin, yapılabilir olduğunu Türkiye yaşadı. Hoca, rönesans ve reformdan bahsediyor bana göre. O farklıdır. Onlara her zaman ihtiyaç vardır. Türk futbolu, 80’lerin sonundan, 90’ların ortasına kadarki süreçte düşünce devrimi yapmıştır. Hem kulüpler bazında hem de Milli Takım bazında bu gerçekleşmiştir. Onun için hocanın bahsettiği devrim değil. Ben onu reform olarak anladım. Devrim dediğiniz çok farklı bir şey. Bir fikrin, bir algının yenilenmesi ve onun üzerinde devam edilmesi. Reform ise yaşarken, bunlar yapılırken içerisindeki detayların değişmesi. O bir reformdur. Reform başlı başına her şeyin değişmesi değildir.      

NOT: Bu röportaj okunur... http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/25562464.asp

NOT2: Ya nacizane düşüncem... Bu önemli ve sayılı teknik adamlar neden bir araya gelip ülke futbolu adına bireysel çalışmadan ziyade toplu ve harmanlama bir zirve yapmazlar... Sen git olmadı, sen gel... Milli Takımı bile hoca geçen hanına çeviriyoruz ondan sonra da Dünya Kupası'nda tutacak başka ülkeler arıyoruz... HAYIRLI İŞLER... BOL GÜNEŞLER..

Hiç yorum yok: