3 Şubat 2014 Pazartesi

KURŞUNLANDI, 1.5 AY SONRA 3 GOL ATTI



(GALATASARAY'IN ANLAŞTIĞI VEYSEL SARI'NIN HİKAYESİ)
Bu sezonun ikinci yarısında Eskişehirspor'da sürekli oynayan, orta sahada ve savunmanın her bölgesinde görev alan bir joker olarak tanıdık onu. Futbol hayatının büyük bölümü amatör kümede geçen bir oyuncu olarak yaptığı sıçrama parmak ısırtıyor. 20 yaşında Beylerbeyi'nde profesyonel oldu, takımı 3. Lig'e düşerken o Süper Lig'den Eskişehirspor'a transfer yaptı. Üstelik 16 yaşında dizinden kurşun yemiş ve yürümesi bile tehlikeye girmiş bir gençten söz ediyoruz. Azminin ve yeteneğinin karşılığını şimdilerde A2 Millî Takımı'na seçilerek almış durumda. 
Futbola ne zaman ve nasıl başladın?
Her futbolcu gibi mahalle arasında futbol oynamaya başladım. Kola kutularıyla bile futbol oynardım. Tophane'nin küçük sahasında arkadaşlarla oynarken, Beyoğlu Yeniçarşı'nın antrenörü Rahmi Hoca beni görmüş, beğenmiş. "Kulübe gel" dedi. O sırada 11 yaşındaydım. Babama danıştım, o da olur verince gittim.
Ailen futbolcu olmanı nasıl karşıladı? Ailende futbol oynayan birileri var mıydı?
Ailemde değil, sülalemde futbolla ilgilenen birini bulmak çok güç. Sadece amcam biraz futbolu takip eder. Bir de abim yaşı itibariyle futbolla ilgileniyor. Hatta beni yönlendiren de abimdir.
Futbola başladığın dönemde zorluklar yaşadın mı?
Tophane'de oturuyorduk, Beyoğlu Yenişarçı takımı antrenmanlarını Halıcıoğlu'nda yapıyordu. Her gün Tophane'den Şişhane'ye yürür, oradan da Halıcıoğlu'na kadar otostop yapardım. Eğer kimse arabasına almazsa, yine yürürdüm. Amatörlüğün şartları zordur. Toprak sahada, çamurun içinde antrenman yapar, kendi eşyalarınızı kendiniz yıkarsınız. Annem o konuda çok kahrımı çekmiştir, sağ olsun.
Peki eğitimini de sürdürdün mü bu arada?
Liseyi Beyoğlu Fındıklı Lisesi'nde okudum. Sonra da Eskişehir'de üniversiteyi kazandım. Turizm Otelcilik Bölümü öğrencisiyim ama profesyonel olarak futbol oynamaya başlayınca okula devam edemedim. Bu nedenle açık öğretimde eğitimimi sürdürüyorum.

Futbola başladığında nereleri hayal ediyordun?
Amatör futbol oynadığım dönemde başımdan kötü bir olay geçti. 16 yaşındayken dizkapağımdan vuruldum. O nedenle ailem futbolu bırakmamı istedi.
Bu olay önemli. Nasıl vuruldun, neden vuruldun, bu konuya girelim istersen.
Tophane'de olur böyle şeyler (gülüyor). Okul çıkışında üç arkadaş yürürken kim olduğunu bilmediğimiz birisi artık ne sebeple olduğunu bilmiyorum ama bize ateş etti. Dizkapağımdan vuruldum. Hemen hastaneye kaldırdılar. Doktor benim yanımda anneme, "Bu çocuk artık yürüyemez" deyince annem çok kötü oldu. Bende de çok ciddi olamamak gibi bir durum var. Her olaydan gülecek bir şey çıkartırım. Orada da annemler feryat figan ağlarken ben yine gülüyordum. Doktorun "Artık yürüyemez" sözlerini duyunca, "Böyle olmayacak, başka bir hastaneye gidelim" dedim. Gittiğimiz hastanede ortopedi mütehassısı bana MR için gece randevusu verdi. Gece yeniden hastaneye gittik ve MR çektirdik. Doktor sonuçları görünce, "Mucize gibi bir şey, dizkapağına sanki hiçbir şey girmemiş gibi" dedi. Mermi girip çıkmış ama bağlarda veya kemikte hasara yol açmamış. 1.5 ay sonra maça çıkıp, üç gol attım.
İlk paramı 19 yaşında kazandım
Sonrasında da futbolculuk hayallerini gerçekleştirmeyi başardın.
Özellikle bu vurulma olayından sonra, ailem futbol oynamaktan vazgeçeceğimi umdu. Futbolu bırakmamı istiyorlardı. Neredeyse 20 yaşına yaklaşmıştım ama hâlâ amatör kümede futbol oynuyordum. Annem eczacı kalfası olmamı tavsiye ediyordu. Ben de "Anne bari 1 yıl dershaneye gideyim ve okumayı sürdüreyim" dedim. Dershaneye de yazıldım. Ama içimdeki futbol oynama arzusu ve umudu hiç dinmiyordu. O dönemde Müjdat Yetkiner Hoca aradı. Beni Amatör Millî Takım'dan tanıyordu. "Dikilitaş'ı çalıştırıyorum, seni de takımımda görmek istiyorum" dedi. Bana o zamanın parasıyla 7 milyar lira verdiler. 19 yaşına gelmiş ve futboldan ilk kez para kazanmıştım. Peşinatımla dershane ücretimi ödedim, sonra kalan taksitlerimi de yine kulüp ödedi. Dikilitaş'ta iyi bir sezon geçirdim ve yeniden Amatör Millî Takım'a seçildim.
Röportaj: Mazlum Uluç
TAMSAHA (2011)
NOT: GÜZEL İŞMİŞ... Devamı var ama bana göre asıl vurucu kısımları burasıydı. Sonrası 'hedefimiz üç puan. Dersler çıkaracağız. Önümüzdeki maçlara bakacağız' havası... 

Hiç yorum yok: