4 Ağustos 2008 Pazartesi

YASEMİNCE

Burcuca başladık, Aydınca devam ettik ve Yasemin'den olumlu olumsuz eleştiriler aldık... Hiç aklımda olmayan düşünceleri söyledi bana... Haliyle bu eleştirilerine yanıt verebilmem için onu yazıp bir anlamda hem cevap vermek hem de onu düşündürmek benim adıma farz oldu...
Burcu'da "kendimi", Aydın Abi'de bir anlamda "geleceğimi" gördüm (umarım bekarlık kısmı olmaz :))) Peki Yasemin'de ne gördüm... Herkesin bir hikayesi, yaşam tarzı, idealleri, felsefesi ve amacı vardır... Yasemin'in ideal ve amaç kısmından çok yaşantısını anlatırsam sanırım "Böyle insanlar var mı ya, kaldı mı?" sorusuna yanıt vermiş olurum...
Yasemin'le (önce ablaydı, sonra yaso oldu sonra yeri geldi ana) tanışmamız Akşam Gazetesi'ndeki ilginç iş başvuruma dayanır. Aynı üniversite ve bölümden mezunuz. Ben bir alt dönemim... Neyse Yaso'yu gazetede ilk gördüğümde "İstihbarat Şefi" rolünde sürekli çalışan birilerine birşeyler söyleyen bir anlamda oranın eli ayağıydı. Ve bu servis bayanı az bulunan Spor Servisi'ydi. İlk etapta "burada ne işi var?" denebilir ama daha sonrasında "F.Bahçe" ile pardon sporla bütünleştiğini hatta sarı-lacivert rengi her yerinde taşıdığını görebilirsiniz... Neyse buraya kadar normal.
Günümüz ortamında anormal olan duruma gelim... İstanbul'da yaşayan bayanlar için özellikle büyük bir kesimde önyargı sonucunda "güvensizlik" vardır. Yaso ise çok ama çok farklı bir insandır. Ben bu yaşa gelip (alınma yaso yaş da bir gerçek :)) bir takım değerlerini kalıcı hale getirip koruyan birilerine fazla rastladım. İstanbul gibi bir ortamda dejenere olmadan ve aynı yaşam tarzına, önem verdiği kavramlara sadık kalarak ve hayata sürekli kalite katarak yaşayan nadir insanlardandır Yaso... Bunun da nedeni sanırım kimliğindeki Anadolu'dur... Kartviziti de iyidir, nerede nasıl davranacağını bilir, haftada en azından bir kitap bitirir, asıl önemli olan da sorumluluk sahibidir... Ama tek zaafiyeti demim ama (onun da yakındığı durum sanırım) uzun bir süre sorguladığı fakat çözüm bulamayıp zamana bıraktığı EVLİLİKTİR... En iyi insanı hak eder... Aynı gazetede çalışırken Ramazan'da "anamız" olur iftar soframızı hazırlardı... Spor servisi çalışanlarının Ahmet Arif'in dediği gibi "küfretmek" (türkü söylemek kısmı değil) yiğitliğini gösteren erkeklerinin onun orada olduğunu hissetmesi bir anlamda utandırmak için yeterdi. Ama bazıları bu duygularını aldırmıştı :) Onlar kendini biliyor!
Neyse sözün kısası Yaso kendince doğrularına inanan, gelenek ve göreneklere özellikle de ailesine bağlı, işini sonuna kadar temiz yapan, hata yaptığında kendi kendine kızan, duygusal anlamda gözleri suya çalan, hapşurmasıyla meşhur olan bir ablamızdır...
Tanımayanlar iyi de bundan bize ne diyebilir? Evet genel anlamda size ne? Ama özel anlamda bu mesaj hepinize, hepimize... Bizim bazı değerlerimiz ne alemde... Onların bazılarını kırdık veya yıktık da ne oldu? Biraz düşünmek gerek galiba... Yasemin'i biraz daha yakından tanımak isteyenler http://www.petitinyeri.blogspot.com/ yazılarını takip edebilirler... Yaso reklamını yaptım. Belki kısmet çıkar :)))))))))))

1 yorum:

Yasemin Yıldırım dedi ki...

ne yaptın iso sen ya... Son satıra kadar herşey iyiydi ama evlilik noktasında bitirdin beni. Valla öyle bir sıkıntım yok. Hayırlısı.